Eklem Koruyucu Cerrahiler: Kimler İçin Uygundur?

Eklem Koruyucu Cerrahiler: Kimler İçin Uygundur?

Protezden Önceki Son Dönemeç

Ortopedik tedavide temel hedef, hastanın kendi eklemini mümkün olduğunca uzun süre korumaktır. Bu amaçla uygulanan eklem koruyucu cerrahiler, eklemin tamamen harap olduğu durumlar yerine, henüz protez gerektirmeyen ama yaşam kalitesini düşüren ortopedik problemleri olan hastalar için geliştirilmiş stratejik yaklaşımlardır. Özellikle genç ve aktif bireylerde, protez cerrahisine alternatif olarak eklemin biyomekaniğini düzeltmeyi, ağrıyı azaltmayı ve ilerleyici kıkırdak hasarını yavaşlatmayı hedefler.

Bu yazıda, eklem koruyucu cerrahilerin neler olduğunu, kimlere uygulanabileceğini ve hangi durumlarda etkili sonuçlar verdiğini detaylı biçimde ele alıyoruz.

Eklem Koruyucu Cerrahi Nedir?

Eklem koruyucu cerrahi, eklemin tamamını değiştirmek yerine mevcut anatomik yapıların düzeltilmesini, yük dağılımının değiştirilmesini veya hasarlı bölgenin korunmasını hedefleyen cerrahi işlemler bütünüdür. Genellikle kemik hizalamasını bozan deformitelerin düzeltilmesi (osteotomi), erken dönem kıkırdak hasarlarının onarılması (mozaikplasti, mikrofraktür), bağ rekonstrüksiyonları ve menisküs tamiri gibi girişimleri kapsar.

Bu ameliyatlar sayesinde eklem üzerindeki mekanik stres azaltılır, mevcut yapılar korunur ve total protez ameliyatı ihtiyacı ileri yaşlara ertelenebilir.

Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Eklem koruyucu cerrahiler aşağıdaki klinik durumlarda tercih edilebilir:

1. Diz Ekleminde Tek Taraflı Kireçlenme (Medial Gonartroz):
Yalnızca dizin iç ya da dış tarafındaki kıkırdaklar hasar gördüyse, yük dağılımını düzeltmek amacıyla yapılan yüksek tibia veya distal femur osteotomileri bu hastalarda oldukça etkilidir.

2. Kalça Displazisi:
Doğuştan gelen asetabular yetersizlik nedeniyle kalça ekleminde erken dejenerasyon gelişen hastalarda, periasetabular osteotomi ile yük dağılımı optimize edilir.

3. Femoroasetabuler Sıkışma Sendromu (FAI):
Kalça ekleminde, femur başı ve asetabulum arasında anormal temas varsa, artroskopik cerrahi ile bu sıkışma düzeltilerek labrum ve kıkırdak korunabilir.

4. Menisküs ve Bağ Yaralanmaları:
Menisküs onarımı veya çapraz bağ rekonstrüksiyonu, dizin stabilitesini koruyarak ileride oluşabilecek kıkırdak hasarlarını engeller.

5. Kıkırdak Lezyonları:
Küçük ve lokalize kıkırdak kayıplarında mozaikplasti, mikrofraktür veya kök hücre uygulamaları ile doku yenilenmesi desteklenebilir.

Bu cerrahiler, eklemin tamamını değiştirmektense, sadece bozulmuş bölgeye odaklanarak doğal eklem dokusunu koruma avantajı sağlar.

Kimler İçin Uygundur?

Eklem koruyucu cerrahiler, her hasta için uygun değildir. Başarı için doğru endikasyon kadar uygun hasta seçimi de kritik rol oynar. Bu cerrahiler aşağıdaki hasta profilleri için en uygundur:

  • Genç ve aktif bireyler (genellikle 20–50 yaş arası)
  • Günlük yaşam aktivitelerinde ağrı ve hareket kısıtlılığı yaşayan ama protez yaşı genç olan hastalar
  • Kıkırdağın tamamen harap olmadığı, bölgesel hasar görülen eklemler
  • Deformite ya da dengesizlik nedeniyle yük dağılımı bozulmuş hastalar
  • Ameliyatsız tedavilerden fayda görmeyen, ancak total protez için erken kabul edilen kişiler

Bu hastalarda, erken dönemde yapılan müdahaleler sayesinde hem ağrı kontrol altına alınabilir hem de fonksiyonel kapasite korunarak uzun yıllar kendi eklemleriyle yaşam sürdürülebilir.

Kimler İçin Uygun Değildir?

Eklem koruyucu cerrahilerin başarı şansı, ileri evre dejenerasyon olan hastalarda oldukça düşüktür. Bu nedenle şu durumlar genellikle bu cerrahiler için uygun değildir:

  • 65 yaş üzeri düşük aktivite düzeyindeki hastalar
  • Eklemin tüm kompartmanlarında yaygın kıkırdak hasarı olan bireyler
  • Ağır deformitesi olan, total protez adayı hastalar
  • Eşlik eden ciddi osteoporoz veya romatizmal hastalığı olanlar

Bu tür vakalarda, eklemi korumaya çalışmak yerine fonksiyonel ve uzun ömürlü bir çözüm olarak protez cerrahisi daha mantıklı bir seçenek olabilir.

Tedavi Başarısını Etkileyen Faktörler

Eklem koruyucu cerrahilerin başarısı yalnızca ameliyata değil, birçok faktöre bağlıdır:

  • Doğru hasta seçimi ve zamanlama
  • Ameliyat öncesi eklem durumu ve kas gücü
  • Cerrahın deneyimi ve uygulanan teknik
  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon programına uyum
  • Hasta motivasyonu ve beklenti yönetimi

Başarı oranı doğru planlama ve disiplinli takip ile oldukça yüksektir. Bu sayede eklem fonksiyonu uzun süre korunabilir, protez gerekliliği yıllarca ötelenebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Online Randevu