Kalça Artroskopisi
Artroskopi, küçük kesilerden eklem içerisindeki yapıların direk görüntülenmesi sayesinde, eklem problemlerinin tedavisinde kullanılan bir tanı ve tedavi yöntemidir.
Şekil 1: Kalça üzerindeki 3-4 delikten eklem içerisine girilerek eklem görüntülenir ve hasarlı dokuların tedavisi sağlanır.
Şekil 2: Kalça artroskopisi sırasında eklem içinin ve labrum yırtığının görünümü
Artroskopik kalça cerrahisi, tecrübeli ellerde kalça eklemi içerisindeki ya da çevresindeki birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Günümüzde kalça artroskopisi en sık femoroasetabuler sıkışma, labrum yırtıkları, kıkırdak sorunları, iliopsoas patolojileri, trokanterik bursit ve gluteus medius yırtıkları gibi patojilerin tedavisinde kullanılmaktadır.
Kalça artroskopisi için gerekli hazırlık, kalça ekleminin anatomik farklılıklarından dolayı standart artroskopi ameliyatlarından farklıdır. Standart artroskopi ekipmanları dışında; traksiyon cihazı, özel ayak tutucular ve enstrümanlar gibi birçok ekipman gerektirmektedir.
Tecrübeli ellerde, kalça artroskopisi ile geçmişte açık olarak tedavi edilen birçok patoloji açık cerrahiye eşdeğer başarıda tedavi edilebilmektedir. Bununla birlikte birkaç küçük portal (giriş deliği) ile uygulanan bu minimal invasif cerrahi tedavi sonrası, daha hızlı bir iyileşme ve rehabilitasyon süreci uygulanabilmekte, hastalarımız günlük hayatına daha hızlı dönme imkanına sahip olmaktadır.
Kalça artroskopisi birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Kalça eklemindeki morfolojik bozukluk nedeniyle, femur baş-boyun bileşkesi ile asetabulum arasında gelişen patolojik temas ve sıkışmadır. Patoloji asetabulum kaynaklı (Pincer tipi), femur kaynaklı (CAM tipi) ya da her ikisinden kaynaklı (Kombine tip) olabilir.
Sıkışmaya bağlı olarak eklem içerisinde gelişen labrum yırtıkları ve kıkırdak yaralanmaları hastalarda kalça ağrısına sebep olabilmektedir. Bu klinik duruma femoroasetabuler sıkışma sendromu adı verilmektedir.
Femoroasetabuler sıkışma, kalça artroskopisinin günümüzde en sık olarak kullanıldığı klinik durumdur. 3-4 portalden (giriş deliği) uygulanan kalça artroskopisi ile; eklem içerisindeki hasarlı yapıların tamiri dışında, eklemde sıkışmaya yol açan pincer lezyonunun (asetabulumun tıraşlanması, asetabuloplasti) ve CAM lezyonunun (femur baş-boyun bileşkesinin tıraşlanması, femoroplasti) tam artroskopik olarak giderilmesi mümkün olmaktadır. Tecrübeli ellerde hastaların artroskopik tedavisi sonrasında 2-5 yıllık klinik başarı %90’lardadır. (Detaylı bilgi için bakınız ‘’Femoroasetabuler sıkışma’’)
Labrum, asetabulum kenarını saran fibrokıkırdak bir dokudur. Kalça ekleminin derinliğini arttırması yanında, eklem stabilitesine ve eklem kıkırdağı sağkalımı üzerinde kritik öneme sahiptir.
Labrum yırtıkları, çok büyük oranda femoroasetabuler sıkışma, asetabuler displazi gibi altta yatan kemiksel bir bozukluk zemininde oluşmaktadır. Bununla birlikte hipermobilitesi olan sporcularda ya da laksitesi olan bireylerde görülebilmektedir.
Labrum yırtıklarının, tedavisinde altta yatan kemiksel problemin çözülmesi dışında labrumun kısmen debridmanı (yırtık kısımların temizlenmesi), labrum tamiri ya da labrum rekonstrüksiyonu uygulanabilmektedir. Tedavide karar; yırtık labrum dokusunun yeri, kronikliği (yırtığın oluşum zamanı, eski ya da yeni oluşu) ve doku kalitesi gibi faktörler göz önünde bulundurularak karar verilir.
Eğer labrum doku kalitesi bozulmuş ise (yıpranmış ya da kalsifiye doku gibi) labrum debridmanı uygulanabilir. Özel tıraşlayıcılar ve radyofrekans propları ile hasarlı bölge eklemden uzaklaştırılır.
Eğer labrum dokusunun kalitesi iyileşme için yeterli ise, asetabulum kenarına uygulanacak kemik çapa dikişleri vasıtasıyla labrum tamiri gerçekleştirilebilir. Tamir işleminde uyguladığımız bu kemik çapaları emilebilir özelliktedir ve labrum iyileşmesi sonrasında kemik içerisinde çözünerek kaybolmaktadır.
Daha önceden başarısız cerrahi tedaviler geçirmiş ya da tamiri mümkün olmayan dejeneratif (yıpranmış ve biyomekanik özelliklerini yitirmiş) labrum yırtıklarında, revizyon kalça artroskopisi sırasında uygulanabilmektedir. Vücudun başka bir bölgesinden alınan bir doku ile ya da allogreft (kadavradan alınan gracilis tendonu) ile rekonstrüksiyon uygulanabilmektedir.
Kalça ekleminde, asetabulum tarafında ya da femur başında gelişen kıkırdak hasarları genel kıkırdak yenileme tedavileri prensiplerine uygun şekilde artroskopik olarak tedavi edilebilmektedir. Günümüzde kalça ekleminde en sık uygulanan kıkırdak yenileme tedavisi mikrokırıktır.
İliopsoas sıkışması, hastaların belirli kalça hareketleriyle eklemde gelişen ağrılı bir atlama hissi ile kendini gösterir. Anatomik bozukluklara bağlı olarak gergin olan iliopsoas tendonu, asetabulum kenarı ya da femur başı sevisinde sıkışabilmektedir. Hastalarda kalça artroskopisi ile tendonun eklem seviyesinden ya da trokanter minör seviyesinden gevşetilmesi ve uzatılması mümkün olmaktadır. (İliopsoas tenotomisi)
Kalça lateralinde (yan kısımlarda) ağrılı atlama hissi ile kendini gösteren bu duruma koksa sultans ismi de verilmektedir. Gergin olan iliotibial bant, kalça eklemi hareketleri sırasında trokanter majör üzerinden öne ve arkaya doğru sürterek atlamaktadır. Şikayetleri fizik tedavi, enjeksiyon gibi ameliyatsız tedavilere rağmen devam eden hastalarda iliotibial bant artroskopik olarak gevşetilebilmektedir. (İliotibial Bant Gevşetme)
Genelde ‘’büyük trokanter ağrı sendromu’’ olarak bilinen klinik durum (iliotibial bant gerginliği, gluteus medius tendinosisi, bursit ile nedeniyle gelişen kalça ağrısı) ile karşımıza çıkmaktadır. Steroid enjeksiyonu ve rehabilitasyon ile rahatlama sağlanamayan semptomatik hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Cerrahi tedavide, trokanter bursası içerisinde ki dokular temizlenmekte, sebep olabilecek ek problemlerin tedavisi de artroskopik olarak yapılabilmektedir (Trokanterik bursektomi).
Gluteus medius kası, kalça ekleminin yana hareketinden sorumlu olan, yürümemiz esnasında aktif olarak görev yapan bir kastır. Bu kasın etkilendiği ya da tendonunun yırtıldığı durumlarda hastalarda kalça ağrısı ve topallama görülebilmektedir. 40-60 yaş arasında, klinik açıdan şikayetleri ameliyatsız tedaviler ile giderilemeyen hastalarda, gluteus medius yırtıkları artroskopik olarak tamir edilebilmektedir. (Artroskopik gluteus medius tamiri)
Eklem kapsülünün iç yüzünü saran sinovyal doku, eklem kıkırdağının beslenmesinde temel göreve sahip olan sinovyal sıvıyı üretmektedir. Bu dokunun etkilendiği bir grup sinovyal hastalıkta (sinovyal kondromatozis, enflamatuar artritler gibi), kalça eklemi kaynaklı ağrılar ortaya çıkmaktadır. Medikal tedaviler ile şikayetleri gerilemeyen ya da kitle etkisine bağlı olarak şikayetleri devam eden hastalarda, cerrahi tedaviler uygulanabilmektedir. Kalça artroskopisi ile; eklem içerisinin görüntülenmesi, eklem içerisinden örnekleme (biyopsi) yapılması, enflame sinovyal dokuların eklemden uzaklaştırılması mümkün olmaktadır.
Kalça eklemindeki benign tümörler (osteoid osteoma, lokalize pigmente villonodüler sinovit…) kalça ağrısının kaynağı olabilmektedir. Kalça ekleminin derin yerleşimi ve damarlanması, olası açık cerrahi girişimler sonrası hastada birçok morbidite gelişimine yol açabilmektedir. Bu açıdan kalça artroskopisi bu hasta grubunda tanı ve tedavide minimal invasif bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Hastalar ameliyat sonrası 1. günde koltuk değnekleri ile yürütülmektedir. Ameliyat sonrası hastanın yere basma miktarı ve koltuk değneği kullanım süresi uygulanan cerrahi tedaviye göre değişiklikler içermektedir. Genel olarak ameliyat sonrası 1. günde rehabilitasyona başlanmaktadır.
Uygulanan tedaviye göre bu süre 3 hafta ile 3 ay arasında değişmektedir. Ameliyat sonrası kalça ekleminde kemiksel girişim (asetabulum ya da femurun tıraşlanması, labrum tamiri…) uygulanan hastaların 4-6 hafta süre ile kısmi yük ve koltuk değneği ile yürümeleri gereklidir. Hastalar önerilen koltuk değneği kullanımı, kısmi basma ve fizik tedavi egzersizlerine uymak kaydı ile ameliyat sonrası 3. haftada masabaşı işlerine dönebilirler. 4-8 hafta arasında koltuk değneği kullanımı sonlandırılmakta, kalça eklemi çevresi kasların güçlendirilmesi için uygulanacak ideal bir rehabilitasyon ile 6-12 hafta arasında normal hayata dönüş mümkün olabilmektedir. Sportif aktiviteye dönüş, uygulanan cerrahi tedaviye ve hastaya özgü olarak planlanmaktadır.